23 Ağustos 2012 Perşembe

BİR KEZ GİTTİN Mİ ARTIK VATANIN HİÇBİR YERDİR

Kalbin kopmuştur yaşadığın yerden; ama ayakların hâlâ oradadır. Bir umuda bağlıdır belki; köklere, bir göreve, gövdesine kalp çizilmiş bir ağaca… Gün geçer; kalbinle ayakların arasındaki mesafe uzadıkça uzar. Bir türlü bir araya gelemezler ondan sonra…
Oradasındır ama bir geçicilik yerleşir hareketlerine. Taşınmak için toparlanan ama bir türlü taşınamayan evler gibisindir. Eşyaların denklerde; kimi orada kimi burada… Aradığını bulamazsın; bulduğunu yerine koyamazsın.
Etrafındaki renkler değişmiştir. Zihninden şimdiden silinmeye yüz tutmuştur burası. Her şey eskimiştir. Herkesin üstünü görünmez bir toz tabakası kaplamıştır sanki… Sen hariç; sen gidecek olansın çünkü… Her gün geçtiğin sokak yabancılaşmıştır. “Bıktım buradan, gideceğim!” demişsindir her gördüğüne… Herkes önce üzülmüş ama sonra kabullenmiştir müstakbel yokluğunu. Kimileri “gitme” demiştir; kimileri “git, kurtul buradan”…
Günler geçer sen hâlâ oradasındır. Artık kalanlar da gitmeni ister. Seni gördükçe kendi gidemeyişlerini hatırlarlar çünkü…
Emanet bir valiz gibi beklersin.
Gitmeyi kafana koyduğun yerle yaşadığın yer siyahla beyaz gibidir artık. Ya da biri cennet biri cehennem…
Buradaki insanlardan yorulmuş, bu sokaklarda yürümekten bıkmışsındır. Gitsen hep meleklerle karşılaşacaksın ve bacaklarına yeniden derman gelecektir.
Belki hep sıcaktır burası; sıcaktan nefret edersin. Hep soğuktur ya da; soğuk, buraya duyduğun nefretle birleşir. Oysa “orada” ne sıcaktan bunalacak ne de soğuktan titreyeceksindir. Uzaktaki bir sevgiliden söz eder gibi konuşursun.
Otobüsler, trenler, uçaklar ve senden önce gidenler… Aklın hep onlardadır. “Bir gün ben de katılacağım size” dersin, “hele birkaç sefer daha yapın. Belki bir sonrakinde”…
Oysa gidip kurtulabileceğin bir yer yok. Ama gitmenin kurtuluş olmadığını ancak gidince anlayacaksın.
Yeni yüzler göreceksin, gittiğin yerde; yeni sokaklarda yürüyeceksin, yeni aşklara tutulacaksın belki… Onlar da eskiyecek bir zaman sonra. Aslında gideceğin “yeni” bir yer yok. “Yeni aşk” diye bir şey yok. Aynı şeye aşık olur; aynı şeyden bıkarsın.
“Yeni bir ülke bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir”*
Bir kez gittin mi artık vatanın “hiçbir yer”dir.
“Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. Başka bir şey umma” *
Yine de bir şehirden kopup da gidememek kadar kötüsü yoktur. Nereye gitsen kurtulamayacaksın; ama git. Gitmek dönüşün ilk adımıdır.

* Konstantin Kavafis – Şehir

İzleyiciler