22 Mart 2012 Perşembe

W. Shakespeare demiş kiiiiiiii

Kendimi her zaman mutlu hissederim.. Neden biliyor musunuz..? Çünkü; kimseden bir şey ummam.. Beklentiler daima yaralar.. Hayat kısadır.. Öyleyse hayatınızı sevin.. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin.. Sadece kendiniz için yaşayın ve; Konuşmadan önce dinleyin, Yazmadan önce düşünün, Harcamadan önce kazanın, Dua etmeden önce bağışlayın, İncitmeden önce hissedin, Nefret etmeden önce sevin, Vazgeçmeden önce çabalayın, Ölmeden önce yaşayın.. Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun...

21 Mart 2012 Çarşamba

Fotosentez

Ben bir ağacım küllerinden doğan. Dallarımda sarmaşıklarım, beni sıkı sıkı saran ailem,dostlarım.. Gövdemse bütün var gücüyle kökleriyle bağlı bazen çorak bazen verimli topraklarıma..Topraklarım mı? Çok yağmur aldı, güneşi bekledi, kurudu, nadasta...Yoldaki kavşaklarda başka yaşamlarla karşılaşırsın ya gelip sana vururlar arabayla öldürürsün ya da gövden iyileşmesi uzun yıllar alacak yaralarla karşılaşır. Ya öldürürsün ya felç kalırsın...Güçlü gövdenle öldürmek en iyisidir bazen... Boşvermek acıyan merhametini..
Dallarımda dört mevsim..Çiçek açarım sarmaşıklarımı sevindirecek. Bazen esip gürlerim fırtınaların esaretinde. Bazen kuşların yuvasını saklarım içimde. Bazen onların cıvıltısıyla hayat bulurum. Bazen üşürüm ama söylemem, eseflenmem. Özlerim baharı, beni güzel yapan yapraklarımı ama beklerim. Nasılsa kurumayacak mı sonbaharda süpürmeyecekler mi? Yaşamım cömertlik ister bilirim. Kucaklarım kuruyacak yaprağımı da, dökülecek çiçeğimi de, yağmurumu da, inatçı fırtınamı da, aşıkların gövdeme çizdiklerini de. Topraklarımda ki unutmabeni çiçeklerimin arasında yükselirim. Beni yaşatan su sırdaşım, sarmaşıklarım sebebim, dallarım beni var eden görkemim, güçlü köklerimse herşeyim...
Bir ağaçsın o da, sende. Baltalanmadığımız sürece...

5 Mart 2012 Pazartesi

Yaşasın Feminizm ve Yeşimizmmm

Aslında çoğu ilişkinin bitiş sebebi birbirinin aynısıdır. ''Birbirimizi güldüremiyorduk, ayrıldık...''
Aldatmalar, yalanlar, kavgalar bunun sonucudur bence.
Birkaç gün önce kamil koç amcamın otobüslerinden birindeyken arkamdaki iki bay yolcunun sohbeti ilgimi çekti. Duymak zorunda olduğum bi konuşmaydı, kasıtlı dinlemedim tabi. Askerlik anıları anlatıldıktan sonra biten ilişki sonrası yapılan bir konuşmaydı. Artık kimseye güvenmediğini, nasır tutan kalbini, kızların zulmünü, değişen ve acımasızlaşan yeni hayat anlayışını içeren konuşması epey düşündürdü beni...
Geçen gün bütün kızlar toplandık. Pentinin çıkardığı yeni çorap desenleri, kozmetik ürünler ve kolestonun yeni köpük boyasıyla ilgili konuşmalarımızla devam ederken konu ilişkilerle noktalandı.
Biri iki sene önce söylediği sözlerinin karşılığını bekliyordu hala. Biri biten ilişkisinin yasını tutuyordu. Biri soğuyan kalbinin endişesini yaşıyordu. Biri süren ilişkisinin kaygısıyla boğuşuyordu. Biri..biri..birii...Biri aylar önce yeni ayrıldığı erkek arkadaşının sevgilisi olduğunu duyduğunda darmadağın ettiği eşyalarının arasından çıkmayı başarıp, şimdi onları birlikte gördüğünde umarsız tepkisiyle övünüyordu..
Sonuç hep aynı. Ya çirkinleşen hayat tarzlarıyla dolu insanlar türer ya da yeniden mutlu olmaya çalışan, bir yerden tutunmaya çalışan insanlar.. Hani çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklanan eşyalar gibi ulaşamadığımız yerlerde bazı duygular vardır, uzatırız elimizi parmak ucumuzda ama yetişemeyiz, mutsuz oluruz. İşte öyle olmuyorsa olmuyordur yerine zorlarız ve hata yaparız.
İnsanlar güvensiz, inançsız, hayalsiz... Çoğumuz çiftinden ayrı kaybolan eldivenin tekiyiz. Farz edelim çok üşüdüğümüz bir zamanda eldivenin öteki teki üşüyen elimizi ısıtacak...
Ama öncesindeeee Yaşasın Feminizm ve Yeşimizmmmmmmmmmmmmmmmmmmm :)

İzleyiciler